Tevhid kelimesi olan la ilahe illallah'ın kişiye fayda vermesi için gerekli olan, olmazsa olmaz şartları vardır. Bu şartlar yerine getirilmediği takdirde kişi İslam dinine girmiş, müslüman olmuş sayılmaz. Kişinin ebedi kurtuluşa erebilmesi için, la ilahe illallah bu şartlara bağlanmıştır.

La ilahe illallah'ın şartları yedidir.

Birinci şart: İlimdir. İlim, cehaletin zıddıdır.

La ilahe illallah'ın ma'nasını, neyi nefyedip neyi ispat ettiğini doğru bilmek, bu kelimenin kişiye fayda etmesi için şarttır.

Bu kelimenin delalet ettiği ma'nayı, neyi nefyedip neyi ispat ettiğini bilmeden veya yanlış bilerek söyleyen kişi, ilim şartını yerine getirmediği için İslam dinine girmiş olmaz.

Yüce Allah şöyle buyurur:

 

فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ

“Bil ki, Allah'tan başka hak ilah yoktur.”  (Muhammed, 19)

 

إِلَّا مَن شَهِدَ بِالْحَقِّ وَهُمْ يَعْلَمُونَ

“Ancak, bilerek hakka şehadet edenler müstesna.”  (Zuhruf, 86)

 

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurur:

من مات وهو يعلم أنه لا إله إلا الله دخل الجنة

Kim la ilahe illallah'ı bilerek ölürse cennete girer.”  (Müslim)

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, cennete girebilmek için la ilahe illallah'ı bilmeyi şart koşmuştur.

Bu şartı yerine getirmeyen, cehalet küfrü ile kafirdir, Müslüman değildir. İnatçı bir kafir değilse de cahil bir kafirdir.

 

İkinci Şart: Yakindir. Yakin, şek ve şüphenin zıddıdır.

La ilahe ilallah'ın ma'nasına ve onunla neyin nefiy ve ispat edildiğine dair bilginin, içinde şüphe olmayan bir kesinlikte olması, bu kelimenin kişiye fayda vermesi için şarttır.

Bu kelimenin delalet ettiği ma'nada ve nefiy ve ispat ettiği şeyde, şek ve şüphe ederek onu söyleyen kişi, Yakin Şartı nı yerine getirmediği için İslam dinine girmiş olmaz.

Yüce Allah şöyle buyurur.

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ ثُمَّ لَمْ يَرْتَابُوا

“Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve Rasulüne iman eder ve şüpheye düşmezler.” (Hucurat, 15)

 

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurur:

أشهد أن لا إله إلا الله وأني رسول الله، ولا يلقى الله بهما عبد غير شاك فيهما إلا دخل الجنة

“Allah'tan başka hak ilah olmadığına ve benim Allah'ın rasulü olduğuma şehadet ederim. Allah'a bu iki hususta şüphe etmeden kavuşan herkes mutlaka cennete girecektir.”  (Müslim)

 

يَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ مُسْتَيْقِنًا بِهَا قَلْبُهُ فَبَشِّرْهُ بِالْجَنَّةِ

“Kalbinden yakin ile la ilahe illallah'a şehadet eden herkesi cennetle müjdele.”  (Müslim)

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, cennete girebilmek için şüphe etmemeyi ve yakini şart koşmuştur.

Bu şartı yerine getirmeyen şek ve şüphe küfrü ile kafirdir, Müslüman değildir.

 

Üçüncü Şart: Sıdktır. Sıdk, yalanın zıddıdır.

La ilahe illallah'ı söyleyen kişinin, dilinde olanla kalbinde olanın örtüşmesi, içindekinin ağzındakini tasdik etmesi, bu kelimenin kişiye fayda vermesi için şarttır.

Bu kelimenin delalet ettiği ma'nada: nefiy ve ispat ettiği şeyde sadık olmayan, yani diliyle söylediği şey kalbindekiyle aynı olmayan kişi, Sıdk Şartını yerine getirmediği için İslam dinine girmiş olmaz.

Yüce Allah şöyle buyurur:

أَحَسِبَ النَّاسُ أَن يُتْرَكُوا أَن يَقُولُوا آمَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُون * وَلَقَدْ فَتَنَّا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَلَيَعْلَمَنَّ اللَّهُ الَّذِينَ صَدَقُوا وَلَيَعْلَمَنَّ الْكَاذِبِينَ

“İnsanlar, iman ettik demekle hiçbir imtihana tabi tutulmadan öylece bırakılacaklarını mı sandılar? Onlardan öncekileri de imtihan ettik.Allah, sadık olanları da yalancıları da elbet bilir.”  (Ankebut, 2-3)

 

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurur:

ما من أحد يشهد أن لا إله إلا الله، وأن محمدًا رسول الله صادقا من قلبه، إلا حرمه الله على النار

“Allah'tan başka hak ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna kalbinden sıdk ile şehadet eden herkese Allah cehennemi haram eder.” (Buhari, Müslim)

أبشروا وبشروا من ورائكم أنه من شهد أن لا إله إلا الله صادقا بها دخل الجنة

“Müjdelenin ve sizden sonrakileri de müjdeleyin ki, kim sıdk ile la ilahe illallah derse cennete girer.” (Ahmed)

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, cehennemden kurtulmak ve cennete girmek için sıdkı şart koşmuştur.

Bu şartı yerine getirmeyen, nifak küfrü ile kafirdir, Müslüman değil münafıktır.

 

 

Dördüncü şart: İhlastır. İhlas, şirk ve riyanın zıddıdır.

La ilahe illallah'ı söyleyen kişinin, başka hiçbir maksat gütmeden bunu sadece Allah için söylemesi ve ibadetlerini Allah'a halis yapıp O'ndan başkasına bu ibadetlerden bir pay vermeyerek şirki terk etmesi, bu kelimenin kişiye fayda vermesi için şarttır.

Bu kelimeyi, başka bir maksat güderek söyleyen veya ibadetlerden herhangi birisini Allah'tan başka herhangi bir şeye yapan kişi İhlas Şartını yerine getirmediği için İslam dinine girmiş olmaz.

Yüzce Allah şöyle buyurur:

قُلْ إِنِّي أُمِرْتُ أَنْ أَعْبُدَ اللَّهَ مُخْلِصًا لَّهُ الدِّينَ

“De ki: Bana, ibadetleri O'na halis kılarak Allah'a tapmam emredildi.”  (Zümer, 11)

Nebi sallallahu aleyhi ve sellemde şöyle buyurur:

فإن الله قد حرّم على النار من قال لا إله إلا الله يبتغي بذلك وجه الله

“Allah, bu sözle sadece Allah'ın yüzünü isteyerek la ilahe illallah diyenlere cehennemi haram etmiştir.” (Buhari-Müslim)

 

أسعد الناس بشفاعتي يوم القيامة من قال: لا إله إلا الله، خالصاً من قبل نفسه

“Kalbinden ihlasla la ilahe illallah diyen, kıyamet günü benim şefaatimle insanların en bahtiyarı olacaktır.” (Buhari)

 

من شهد أن لا إله إلا الله مخلصًا من قلبه دخل الجنة

“Kim la ilahe illlalah'a kalbinden ihlas ile şehadet ederse cennete girer.” (İbn Hibban)

 

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem cehennemden kurtulmak, şefaate mazhar olmak ve cennete girmek için ihlası şart koşmuştur.

Bu şartı yerine getirmeyen, şirk küfrü ile kafirdir; Müslüman değil, müşriktir.

Beşinci Şart: Muhabbet, buğz ve nefretin zıddıdır.

La ilahe illallah'ı söyleyen kişinin bu kelimeyi, bu kelimenin delalet ettiği ma'nayı, yani Allah'ı tevhid edip tağutu inkar etmeyi ve bu kelimenin ehlini sevmesi, bu kelimenin kişiye fayda vermesi için şarttır.

Bu kelimeyi ve onun delalet ettiği ma'nayı sevmeyen, bu sevginin zorunlu bir neticesi olarak ona muhalif olanlara buğzedip nefret beslemeyen kişi, Muhabbet Şartını yerine getirmediği için İslam dinine girmiş olmaz.

Yüce Allah şöyle buyurur:

وَمِنَ النَّاسِ مَن يَتَّخِذُ مِن دُونِ اللّهِ أَندَاداً يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّهِ وَالَّذِينَ آمَنُواْ أَشَدُّ حُبًّا لِّلّهِ

“İnsanlardan bazıları Allah'ın dışında denkler edinirler de onları Allah'ı sevdikleri gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise daha şiddetlidir.” (Bakara, 165)

 

لَا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءهُمْ أَوْ أَبْنَاءهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ عَشِيرَتَهُمْ

“Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir topluluğu, babaları, oğulları, kardeşleri ve akrabaları bile olsalar, Allah'a ve Rasulüne karşı gelenleri severlerken bulamazsın.” (Mücadele, 22)

 

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurur:

أن تشهد أن لا إله إلا الله وحده لا شريك له، وأن محمداً عبده ورسوله، وأن يكون الله ورسوله أحب إليك مما سواهما

“(İman) Allah'tan başka hak ilah olmadığına, O'nun tek olduğuna ve ortağı olmadığına, Muhammed'in de O'nun kulu ve rasulü olduğuna şehadet etmen ile Allah'ın ve rasulünün sana herşeyden daha sevgili olmasıdır.” (Ahmed)

 

لا يؤمن أحدكم حتى أكون أحب إليه من والده وولده والناس أجمعين

“Sizden birisi, ben kendisi için babasından, oğlundan ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.” (Buhari, Muslim)

 

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem imanın geçerli olması için muhabbeti şart koşmuştur.

Bu şartı yerine getirmeyen, buğz, ve nefret küfrü ile yada sevmeme ile kafirdir, Müslüman değildir.

 

Altıncı Şart: Kabuldür. Kabul, red etmenin zıttıdır.

La ilahe illallah'ı söyleyen kişinin onun delalet ettiği ma'nayı, içerdiklerini ve gerektirdiklerini alıp razı olarak kabul etmesi, bu kelimenin kişiye fayda vermesi için şarttır.

Bu kelimeyi, onun delalet ettiği ma'nayı ve gereklerini reddeden, almakta ve kabullenmekte tereddüt eden veya bunlardan razı ve hoşnut olmayan kişi, Kabul Şartını yerine getirmediği için İslam dinine girmiş olmaz.

Yüce Allah şöyle buyurur:

إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ *وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوا آلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَّجْنُونٍ

“Onlar, kendilerine la ilahe illallah denilince büyüklenir, ' deli bir şair için mi ilahlarımızı terk edecekmişiz?' derlerdi.”  (Saffat, 35-36)

 

فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّىَ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُواْ فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُواْ تَسْلِيمًا

“Hayır, rabbine yemin olsun ki, aralarındaki anlaşmazlıklarda, seni hakem tayin edip vereceğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.”  (Nisa, 65)

 

من قبل مني الكلمة التي عرضت على عمي فردّها عليّ فهي له نجاة

“Amcama arz ettiğim onun da reddettiği şu kelimeyi, kim benden kabul ederse bu kelime onun için bir kurtuluş olur.” (Ahmed)

 

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, kurtuluş için kabulü şart koşmuştur.

Bu şartı yerine getirmeyen, inkar, cuhüd ve red küfrü ile kafirdir, Müslüman değildir.

 

Yedinci Şart: İnkıyyaddır. Boyun eğmek anlamına gelen inkıyadın zıddı terkdir.

La ilahe illallah'ı söyleyen kişinin, onun delalet ettiği ma'naya, içerdiklerine ve gerektirdiklerine zahiren ve batınen teslim olması, bunları iltizam edip kendisi için lazım görerek boyun eğmesi, bu kelimenin kişiye fayda vermesi için şarttır.

Bu kelimeyi söylemekten, onun ma'nasını ve gereklerini yerine getirmekten imtina eden, tam bir teslimiyetle teslim olmayıp boyun eğmeyen kişi İnkıyyad Şartını yerine getirmediği için İslam dinine girmiş olmaz.

 

Yüce Allah şöyle buyurur:

وَمَنْ أَحْسَنُ دِينًا مِّمَّنْ أَسْلَمَ وَجْهَهُ لله وَهُوَ مُحْسِنٌ واتَّبَعَ مِلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَاتَّخَذَ اللّهُ إِبْرَاهِيمَ خَلِيلاً

“Muhsin olarak yüzünü Allah'a teslim eden ve İbrahim'in hanif milletine uyandan daha güzel olan kimdir?” (Nisa, 125)

 

وَمَن يُسْلِمْ وَجْهَهُ إِلَى اللَّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَى وَإِلَى اللَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ

“Her kim de yüzünü, muhsin olarak Allah'a teslim ederse, urvetu'l vuska'ya (en sağlam kulpa) sıkıca tutunmuş olur.” (Lokman, 22)

“Muhsin olarak”, muvahhid olarak demektir.

“İbrahim'in hanif milleti”,  tevhid dinidir.

“Urvetu'l Vuska” (en sağlam kulp) La ilahe illallah'dır.

“Yüzü Allah'a teslim etmek”, İşte bu da inkıyaddır.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurur:

كل أمتي يدخلون الجنة إلا من أبى، قالوا: يا رسول الله ومن يأبى؟ قال: من أطاعني دخل الجنة، ومن عصاني فقد أبى

“Diretenler hariç, bütün ümmetim cennete girecektir.” Kim diretir ya Rasulallah? dediler. Dedi ki: “Bana itaat eden cennete girer, bana isyan eden diretmiştir.” (Buhari)

 

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem cennete girmek için diretmemeyi, yani teslim olup boyun eğerek inkıyad etmeyi şart koşmuştur.

Bu şartı yerine getirmeyen ı'rad (yüz çevirme), tevelli (sırt dönme) ve imtina küfrü ile kafirdir, Müslüman değildir.